ANJİYOGRAFİ

Anjiografi insan vücudunda bulunan damar sistemlerinin görüntülenmesidir.Bu görüntülemeyle vücudun tam damar haritası çıkartılmış olur.Kullanım alanı olarak “teşhise yönelik anjiografi” ve “tedaviye yönelik anjiografi” olmak üzere ikiye ayrılır.


ANJİOGRAFİ YÖNTEMLERİ

Anjiografi işlemi sırasında kullanılan yöntemler üç grupta toplanabilir.Bunlar “dijital anjiografi”,”katater anjiografi” ve “Mr anjiografi” dir.Dijital ve katater anjiografide damar sistemi içene girilip damara kontrast madde vererek görüntülenmesi esasına dayanır.Bu kontrast madde x-ışınını abzorbe etme özelliğine sahip ,iyotu kimyasal bir bağda barındiran bir asit tuzudur.Mr anjiografide ise damar içerisine verilen herhangi bir madde olmayıp,man manyetik alan içerisinde kan akım hızı ve kan yoğunluğundan yararlanılarak yapılan bir tetkiktir.

ANJİOGRAFİ İŞLEMİNİN AŞAMALARI

İlk olarak kasık veya koltuk altından damar içine katater olarak isimlendirilen 1,5-2 mm çapında çok ince plastik bir şırınga ucu yerleştirilir.Katater röntgen ekranından takip edilir ve ilgili organın ilgili damarına girerek içerisinden kontrast madde veya boyalı madde verilirken aynı anda DSA adı verilen filimler çekilir.Bu işlem lokal anestezi ile gerçekleştirilir.Kontrast madde verilirken hafif bir yanma ve sıcaklık hissi duyulur.Tetkik bittiğinde katater çıkartılır.Kateterin çıkartıldığı yerde kanama olabilir .Bu durumda 15 –20 dakika baskı uygulanır ve daha sonra bu bölgenin üzeri bandaj ile sarılır.Anjiografinin süresi yaklaşık olarak 30 dakikadır.

TANIYA YÖNELİK ANJİOGRAFİ İŞLEMİ

Tanıya yönelik anjiografide amaç damar sisteminde tıkanma ve daralmaları,yapısal bozuklukları,anevrizma (atardamar duvarının yapısındaki değişimler sonucunda atardamarın bir bölümünün belirli sınırları içinde kalıcı genişlemesi) ve fistül (vücuttaki bir doku ,iç organ ,boşluk ya da yüzeye bağlayan tüp biçimli anormal oluşum) gibi oluşumları ve damar sisteminin beslediği organlar hakkında daha detaylı bilgi edinmektir

Anjiografi insan vücudunda gerçekleştirildiği yere göre çeşitlenir ve ona göre isimlendirilir.Beyin damarlarına ait anjiografi “serebral anjiografi”,akciğerlere ait “pulmoner anjiografi”,koronerlere ait “koroner anjiografi”,böbreklere ait “renal anjiografi “,gözde gerçekleştirilen ise “fundus floreseinanjiografi/indosyanın yeşili anjiografi “ bilinen anjiografi çeşitlaridir .Vücudumuzda oldukça fazla damar sistemi olduğu düşünülürse bu isimlendirmeleri artırmak mümkündür.

Beyin anjiografi (Serebral anjiografi): Beyin damarlarının görüntülenmesinde kullanılır.İlk serebral anjiografi köpeklerde stronsiyum ve lityum bromıd solisyonu kullanılarak 1926 yılında yapılmıştır.Serebral anjiografi femoral arterden yada corotid atardamar içerisinden mikrokateter ve rehber telin ince serebral damarın distallerine kadar ilerletilerek,kontrast madde verilmesi ve belirli aralıklarla beyin bölgesinin filmlerinin çekilmesi esasına dayanır.Böylece beyinde oluşmuş tümörlerin ve beyin damarlarındaki amormallikler tespit edilmiş olur.Özellikle beyin tümörlerinde erken teşhisinde oldukça kullanılan bir yöntemdir.Kontrast madde verilmesi sırasında hasta başında sıcaklık ve yanma hisseder. Bu anjiografi 2-4 saatte tamamlanır.

Koroner anjiografi:Kalbin atar damarlarının görüntülendiği bir anjiografi çeşitidir. Kardiyalolar tarafından radyologlarla birlikte yönlendirilir.Bu anjiografide kol yada bacaktaki büyük atardamarın birine katater(ince küçük plastik bir şırınga ucu) yerleştirilir.Daha sonra bu katater koroner damarların (kalbi besleyen küçük atardamarların ) çıktığı aorta kadar iletilir .Katater koronerlerin aorta giriş yerlerine yerleştirilerek,koroner arterlere boyalı madde verilir.Bu madde kan ile karıştığında ,tüm koroner damar sistemi Değişik yönlerden götüntülenip kaydedilecektir. .Bu çekilen filmlerden hastanın koroner arter hastalığı bulunup bulunmadığı ,damar sertliği nedeniyle koroner arterlerin hangi bölgesinin ne kadar daraldığını veya tıkandığını ,kalp kapaklarının ve duvarlarının işlevlerindeki anormallikleri,veya kalp delikleri gibi doğumsal kalp hastalıkları tespit edilebilir.

Göz Anjiografisi:Göz anjiografisi Floresein ve indosyanın yeşili anjiografisi olmak üzere iki çeşittir.İkisi de göz bebeğindeki yapıları görüntülemek için kullanılır ancak her iki anjiografinin boyar maddenin özellikleri farklıdır.İlk olarak göz bebekleri damlalarla genişletilir.Daha sonra her iki anjiografide de hastanın kolundaki damardan renkli bir madde verilerek gerçekleştirilir.Bu madde dolaşım sistemi boyunca ilerler ve göziçi damarlara ulaştığında göz damarları görüntülenir.Her iki anjiografi beraber kullanılabilir,böylece her iki boyar maddenin farklı özelliklerinden yararlanılarak hem retina(ağtabaka) hem de damar tabaka görüntülenebilir.Yani iki anjiografide birbirlerini tamamlarlar.Bu anjiografiler sayesinde retina ve damar tabakaya ait hastalıklar,hasarları teşhis edilebilmektedir.

Böbrek anjiografisi(renal anjiografi): Renal anjiografini uygulama şekli diğer anjiografilerde olduğu gibi damardan kontrast madde verilerek görüntüleme esasına dayanır.Bu anjiografinin amacı böbrek atardamar ve toplardamarını görüntülemek ,tıkanıklığın varsa yerini belirlemek ,kitle lezyonlarını(bağımsız bir organ ya da dokunun yapı ve işlevinde hastalık belirtisi niteliğinde herhangi bir değişikliğe neden olan terim)saptamaktır.

TEDAVİYE YÖNELİK ANJİOGRAFİ

Anjiografi sadece teşhise yönelik değildir.Tedaviye yönelik kullanımları vardır.
Anjioplasti:Daralmış veya tıkanmış koroner damarın,ameliyat edilmeden,balon ya da stent denilen araçlarla açılabilmesi için yapılır.Bu işlemler yapılırken genel anestezi yapılmaz.Böylece bacak damarlarındaki tıkanmalar ,tansiyon yükselmesine neden olan böbrek damarı tıkanıklıkları ameliyatsız tedavi edilebilir.


Tips(Transjuguler intrahebatik porto-kaval şant):Bu yöntem boyun damarlarından yalnızca bir katater ile girilerek,karaciğerdeki damarlar arasında yapay bir damar yaratarakan kan geçişini sağlayan ameliyata bir alternatiftir.Bu metod karaciğer hastalığında ,mide ve varis kanamalarında kullanılan bir yöntemdir.

İnterior vena kava filtresi yerleştirilmesi:Bu metod ise bacak toplar damarından alt ana toplar damar yoluyla akciğerlerde sık sık pıhtı taşınan bu nedenle de akciğer damarlarında tıkanma oluşması durumlarında alt ana toplar damar içine kasıktan katater yardımıyla girilerek pıhtı geçişini engelleyicifiltre yerleştirilmesi şeklinde gerçekleştirilir.

KULLANILAN KOTRAST MADDENİN İNSAN VÜCUDUNA ETKİLERİ

Kontrast madde x ışınını emme özelliğine sahip iyotlu bir asidik tuzdur .İnsan vücudunda bu madde alerji yaratabilir.Alerji vücutta kaşıntı, kızarıklık ,bulantı olarak ortaya çıkabilir..Bu yüzden şeker hastalığı,böbrek hastalığı,bronşiyal astım ,ve daha önce ye ait kontrast alarjisi olan hastalarda dikkatli olunmalı ve alerji testleri uygulanmalıdır.Ancak bazı durumlarda ilk kez alerji oluşabilir.Böyle bir durumda bölümünde hazır bulundurulan ekipmanlarla müdahale edilir.Son dönemlerde modern anjiografi cihazları sayesinde kullanılan kontrast madde en aza indirgenmiştir.

ANJİOGRAFİNİN RİSKLERİ

Anjiografi işlemleri oldukça güvenilirdir.Ancak her türlü tıbbi işlemde olduğu gibi bazı ufak riskleri vardır.Daha öncede belirtildiği gibi anjiografi sırasında alerji ortaya çıkabilir ama yukarıda da bahsettiğimiz gibi bu sorun işlem sırasında giderilmektedir.Diğer bir risk olarak da atar damara yerleştirilen kataterin damara zarar vermesiyle ortaya çıkabilir.Zarar vermese de bu damarda küçük şişlik ya da morluk yaratabilir.Zaten bunlarda birkaç gün içinde iyileşir.Katater çıkarılrkende kanama olabilir ,bu da kanamanın üzerine baskı uyguladıktan sonra bandajla sarılarak giderilir.

SONUÇ

Anjiografi x ışınlarını abzorbe eden kontrast madde sayesinde bir damar görüntüleme sistemidir.Ancak ben bu konuyu ilk olarak araştırmaya başladığımda anjiografinin sadece kalp damarlarını görüntüleyen ve de baloncukla kalp damarlarını açan bir sistem olduğunu düşünüyordum.İnternetten ve kitaplardan yaptığım araştırmalarla bunun tüm damar sistemlerini görüntüleyen hatta bazı işlemlerle tedavi ettiğini öğrendim .Araştırma yaparken Türkçe kaynak bulmama rağmen yabancı sitelerde bu konuyu daha kapsamlı olarak anlatıldığını gördüm ve bu kaynaklardan yaralanmaya çalıştım.Tıbbi kitaplardan yararlanmak istedim ancak anlatılan dilin çok ağır olmasından dolayı pek yaralanmadım ve araştırmamı internet kaynaklarıyla tamamladım.











0 yorum: